Cinsellik Güdüsü

Cinsellik güdüsü yani duyulan cinsel arzunun "dozajı" veya şiddeti her bireyde farklıdır. Hatta bir birey belli bir zaman dilimi içerisinde geçici olarak cinsel arzusunda azalma veya artma hissedebilir.

Artmış Cinsel Arzu

Bazı bireyler çok fazla cinsel arzu duyduklarını hissederler ve bunun normal olmadığını düşünürler. "Aşırı cinsel arzu" olarak tanımlanan, çoğu durumda yapısal bir özelliktir ve bireyde baştan beri vardır. Bazı insanlar yapısal olarak cinselliğe daha "düşkündürler".
Bazen bir birey hayatının belli bir döneminde diğer dönemlerine göre daha fazla cinsel arzu duyduğunun farkına varabilir.

Cinsel arzunun anormal bir şekilde yüksek olduğunun belirleyicisi, bu arzunun veya bu arzudan doğan cinsel davranışın insani çok fazla meşgul etmesi ve günlük yaşantısını olumsuz etkilemesidir. Bu tanımın dışında kalan "yüksek dozlu cinsel arzu" anormal kabul edilmez.

Kadın Cinsel Organlarının Yapısı

Kadın üreme organları (genital organlar) dışta yer alanlar ve içte yer alanlar olmak üzere ikiye ayrılır. İç genital organlar kadın iskeletinde bacakların hemen üzerinde yer alan leğen kemikleri ve bel kemiği tarafından oluşturulan kemik çatının (latince pelvis) içinde koruma altına alınmışlardır.

Kadın Organlarının Yapısı ve İşleyişi Yandaki resimde kadın genital organları önden bakışta şematik olarak görülmektedir.

Kemik Çatı Kadın doğası gebe kalmaya, rahim içinde gelişmekte olan bebeği büyütmeye ve nihayet olgunlaşmış bebeği dünyaya getirmeye göre düzenlenmiştir. Bu görevleri yerine getirmek amacına yönelik olarak kadının kemik çatısı erkeğin kemik çatısına göre belirgin farklılıklar gösterir:

Yandaki resimde solda alt alta yer alan iki resimde erkeğin kemik çatısı üstten ve önden bakışta, sağda alt alta yer alan iki resimde ise kadının kemik çatısı üstten ve önden bakışta görülmektedir. Dikkatlice bakıldığında erkeğin üstten bakışta kemik çatı açıklığının kalp şeklinde, kadının kemik çatı açıklığının ise yuvarlak olduğu görülebilir. Bu farklılık erkeğin leğen kemiklerinin yapısının daha çok ağır yük taşımaya yönelik, kadının leğen kemiklerinin yapısının ise bebeğin başının doğum esnasında leğen kemikleri tarafından oluşturulan doğum kanalına girmesine yönelik yapılanmasından kaynaklanmaktadır. Yine benzer bir şekilde önden bakışta erkeğin leğen kemikleri alt açısı dar, kadının leğen kemikleri alt açısı bebeğin doğum kanalından dışarıya rahatça çıkabilmesine olanak tanımak için geniş açılı olarak yapılandırılmıştır. Kadının kemik yapısının üzerinde yer alan kaslar ve bağlar bebeğin doğum kanalından geçerek dış dünyaya çıkma sürecinde ona mümkün olan en geniş alanı sağlamak amacına yönelik olarak gevşemeye elverişli olarak yapılandırılmışlardır.

Erkeklerin leğen kemikleri daha çok yük taşımaya elverişli olacak şekilde biçimlendirildiğinden kaslar ve bağlar çok fazla gevşeme göstermezler. Kadınlarda bel ağrısının erkeklere göre daha sık görülmesinin en muhtemel nedeni budur.Dış Genital Organlar Kadın dış genital organları vücudu örten cilt tabakasının bir devamıdır ve kadın iç genital organlarına giriş kapısını, bebeğin doğduğu "doğum kanalından" çıkış kapısını oluştururlar. Dış genital organlara topluca vulva adı verilir.
Dış genital organların karşıdan bakıldığında görüntüsü

Kadın dış genital bölgesinin genel yapısı Vulva, kadın dış genital bölgelerine karşıdan bakıldığında üstte "çatıyı" oluşturan leğen kemiklerinin birbiriyle orta hatta birleştiği bölgenin oluşturduğu kabarıklık olan pubis tepesi, altta anüs ve yanlarda büyük (dış) dudaklar adı verilen yapılarca sınırlanan bölgedir. Pubis tepesi cilt ve altında yağ dokusu içerir, üzeri genital kıllarla kaplıdır. Pubis tepesinin hemen altında klitoris bulunur. Dış genital organların bir tabaka altında kadının doğum yapmasında, idrar ve dışkı çıkışı gibi işlevleri istemli olarak yürütmesinde önemli yeri olan kaslar bulunur. Bu kaslara topluca pelvis tabanı kasları adı verilir. Dış (büyük) dudaklar Dölyolu (vajina) girişini sağlı sollu örten cilt kıvrımlarının dışta yer alanlarıdır. Dış dudaklar önde genital kılların olduğu pubis tepesinde, arkada ise anüsün hemen üstünde birleşirler. Üzerleri genital kıllarla kaplıdır ve cilt altında yağdokusu içerirler. İ

ç (küçük) dudaklar Sağlı sollu dış dudakların iç yüzlerinde yer alan, klitorisin üst kısmından vajina girişinin altına uzanan kıvrımlı yapılardır. İdrar deliği ve vajina girişinin etrafını sararlar. İç dudaklar normal şartlarda bacaklar kapalıyken görünmezken bazı kadınlarda dış dudaklardan daha geniş olduklarından dışarı taşabilirler. Kılla kaplı değildirler ve ciltaltı yağdokusu içermezler.Vajina girişi İç dudakların devamında yer alan ve kızlık zarına kadar devam eden 1-2 santimetrelik bir kısımdır. Kızlık zarı yırtıldıktan sonra vajinayla birleşir. Kızlık zarı Latince de hymen ("himen" okunur) olarak adlandırılan bu yapı, ince olmasına karşın nispeten esnektir ve ortasında bir veya daha fazla sayıda delik içerir. Her kadında farklı yapıya sahip olmasına karşın, genellikle ilk ilişki esnasında hafif bir kanamayla yırtılır ve böylece vajina girişiyle vajinanın birleşmesini sağlar. Kızlık zarının kadın genital organlarını enfeksiyondan koruduğu söylense de, ortasında adet kanamasının akmasını sağlayacak deliği veya delikleri olan bu yapının bakterilerin geçişini nasıl engellediği açıklanamadığından, bu işlevi tartışmalıdır.

Klitoris
Klitoris hemen pubis tepesi altında yer alan bir yapıdır ve üstte ve yanlarda iç dudaklarla çevrilidir. Klitorisin hemen alt kısmında idrar deliği, idrar deliğinin altında ise vajina girişi bulunur. Klitorisin dıştan görünen düğme şeklindeki parçasının yanında vulvanın içine tümüyle gömülü şekilde yanlara doğru uzanan iki kolu vardır ve bu haliyle klitoris gerçekte Y şeklinde bir yapıdır. Klitoris cinsel ilişki esnasında aynen erkeğin penisi gibi sertleşebilme özelliğine sahiptir. Kan damarlarından oldukça zengin bu yapı kadın orgazmında önemli görevler üstlenir.

İdrar Deliği (uretra ağzı) Klitorisin hemen altında, iç dudakların önde birleştiği yerde bulunan ve idrarın dışarı boşaltılmasını sağlayan idrar deliği aşağıda anlatılacak olan uretra adlı yapının son kısmını oluşturur.Perine Perine dış dudakların arkada birleştiği yerle anüs arasında yer alan bölgedir. Ciltle kaplı olan bölge ciltaltında idrar ve dışkı işlevlerinin kontrolünü sağlayan kasları barındırır. Bu kaslar doğum eylemi esnasında mümkün olduğunca gevşeyerek bebeğin başının doğmasına izin verirler. Doğum eyleminin son aşamasına gelindiğinde bebeğin doğumunu kolaylaştırmak amacıyla perineye yapılan kesiye epizyotomi (doğum kesisi) adı verilir. Bu kesinin amacı bebek doğarken bu bölgenin yırtılmasını ve altta bulunan perine kaslarının zarar görmesini engellemektir. Vulvada bulunan salgı bezleri Dış genital bölgenin kurumasını önlemek ve cinsel ilişkide gerekli kayganlaşmayı sağlamak işlevini yürüten birkaç adet salgı bezi vardır. Bunlar arasında en önemlileri idrar çıkış deliğinin yanlarında yer alan Skene bezleri ve vajina girişinin yakınında sağlı sollu yer alan Bartholin ("bartolin" okunur) bezleridir.

Makat (anüs) Makat kalın bağırsağın son kısmıdır ve depolanan dışkının dışa atılmasını sağlar. Bu yapının vajinaya ne kadar yakın olduğuna dikkat edin. Bu anatomik yakınlık nedeniyle kalın bağırsaktan dışkılama esnasında gelen bakteriler vajinayla yakın temasta olurlar ve enfeksiyon tehlikesi oluştururlar. Kadınların tuvalet sonrası temizlikte dikkat etmeleri gereken çok önemli bir kural vardır: Temizlik arkadan öne (anüsten vajinaya) doğru değil, önden arkaya doğru yapılmalıdır. Zira arkadan öne temizlik kalın bağırsak bakterilerinin vajinaya ve buradan da uretra ağzına bulaşmasına ve bu bölgelerde sık sık enfeksiyonlar yaşanmasına neden olabilir. Kızınıza tuvalet eğitimi verirken de bu kuralı öğretmeyi ihmal etmeyin. İç genital organlar

;;İç genital organlar penisi içine kabul eden vajinayla başlar, rahim içine giriş kapısı olan ve aynı zamanda sperm için bir depo görevi üstlenen rahim ağzıyla, bebeğin büyüyerek geliştiği ve gebe olunmayan dönemlerde adet kanamasının oluştuğu rahim ile devam eder, buradan sağlı sollu rahimin her iki yanında boynuz gibi yer alan Fallop tüplerine uzanır ve her bir Fallop tüpü, uçlarında bulunan saçaklarıyla yumurtalıklarla yakın temas eder.

Vajina Vajina, vajina girişiyle başlayan ve uç kısmında rahim ağzının yer aldığı boru şeklinde ve yaklaşık 10 santimetre uzunluğunda bir yapıdır. Vajina girişinde bulunan salgı bezleri ilişki esnasında vajina girişi ve vajinanın kayganlaşmasını sağlar. Normalde ön-arka duvarları birbiri üzerine katlanmış olarak duran bu yapı, doğum eyleminde doğum kanalının yumuşak kısmının yapısında yer alır ve bebeğin başının geçmesine müsaade edecek kadar esner.
;
Uretra İdrarın depolandığı mesanenin devamında yer alan bu boru şeklindeki yapı idrar boşaltım sisteminin son basamağını teşkil eder. Uretra kadında erkekten çok daha kısadır. Bu kısalık ve genital sistemin vajina ve anüse yakınlığı, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarının daha sık yaşanmasına neden olur. Yine ilk cinsel deneyimlerini yaşayan kadınlarda ilişkinin verdiği "tahriş", ilişki sonrasında sık idrara çıkma, idrarı zor yapma, idrarı boşaltamamış olma hissinin yaşanmasına neden olabilir.

Rahimağzı spermler için rahim içine giriş ve doğumda bebek için rahimden çıkış kapısıdır. Vajinanın devamında yer alır. Rahimağzı kanalında yer alan salgı bezleri gebeliğe elverişli günlerde spermlerin geçişini kolaylaştıran, gebeliğe elverişli olmayan günlerde bu geçişi zorlaştıran salgılar üretir. Rahimağzı salgıları ayrıca vajinadan rahim içine bakterilerin girişini engeller. Normal şartlarda sert bir koni biçiminde ve birkaç milimetre açıklığında olan bu yapı doğum eylemi esnasında yumuşar, incelir (bu incelmeye "silinme" denir) ve yaklaşık 10 santimetre açılarak bebeğin çıkmasına izin verir.

Rahim
Rahim (uterus), ucunda rahimağzı bulunan, yanlarda da boynuz şeklinde Fallop tüpleri yer alan, kasılma yeteneği güçlü kaslardan oluşan armut şeklinde bir yapıdır. Rahim içindeki boşlukta rahim iç tabakası (endometrium) yer alır. Rahim gebe olunmayan dönemde mandalina büyüklüğünde sert bir yapıdır ve ağırlığı yaklaşık 60 gramdır. Gebelikte rahim yaklaşık 3 kilogramlık bir bebeği içinde taşıyacak şekilde büyür ve doğum eylemi başladığında güçlü kaslarının kasılmasıyla, rahimağzının da gevşeyerek açılmasıyla bebeğin doğması sağlanır. Rahimin bilinen tek işlevi doğmamış bebeğin gelişmesini sağlayacak ortamı oluşturmak, bebeği dıştan gelebilecek darbelerden korumak (bu işlevi amniyos sıvısıyla elele yürütür) ve doğum eyleminde kasılarak bebeği dış dünyaya çıkarmak için anne adayının ıkınmalarıyla birlikte gerekli itici gücü oluşturmaktır. Menopoza giren bir kadında rahimin görevi de tamamlanmıştır ve boyutları giderek ufalır.

Rahim boşluğu ve rahim iç tabakası (endometrium)
Rahimin içinde yer alan boşluk rahim iç tabakasıyla kaplanmış durumdadır. Döllenmiş yumurta hücresi Fallop tüplerinden geçerek endometriuma ulaştığında burada en "verimli" bulduğu bölgeye yerleşir ve çoğalmaya ve gelişmeye başlar.

Rahim iç tabakası her adet döngüsünde yenilenir ve gebelik oluştuğunda embriyo rahim boşluğunda gelişimini sürdürür. Gebelik gerçekleşmediğinde bu tabaka yeniden oluşturulmak üzere rahimağzı yoluyla vajinaya, buradan da dış ortama atılır. Kanamayla beraber olan bu sürece adet kanaması adı verilir.

Cinsellik ve Klitoris



Klitoris kadın cinselliğinde orgazm oluşumunda merkezi öneme sahip bir yapıdır. Klitoris kelimesinin kökenini yunanca'da "küçük tepe" anlamına gelen kleitoris kelimesi oluşturur.
Kadın dış genital bölgesinin genel yapısı Çoğu kadın ve çoğu erkek, kadınların dış genital bölgelerinin yalnızca vajinadan ibaret olduğunu sanırlar. Gerçekte kadın dış genital bölgesinde iki ayrı anatomik yapı daha vardır: vulva ve klitoris Vulvanın yapısı Kadının dışarıdan bakıldığında görülen genital bölgelerinin tümüne topluca vulva adı verilir. Vulva, kadın dış genital bölgelerine karşıdan bakıldığında üstte mons pubis, ("Venüs tepesi"; Venüs=aşk tanrısı), altta anüs ve yanlarda dış dudaklar tarafından sınırlanan bölgedir.

Mons pubis, leğen kemiklerinin önde birleştiği bölgenin üzerinde bulunan yağ dokusu, cilt ve genital kıllardan oluşan kısımdır. Dış dudaklar sağlı sollu olarak mons pubisten anüse doğru uzanırlar. İdrar deliği ve vajina girişinin etrafını sararlar ve bu yapılar da kıllarla kaplıdırlar. İç dudaklar ise sağlı sollu dış dudakların iç kısımlarında yer alan, klitorisin üst kısmından vajina girişinin altına uzanan kıvrımlı yapılardır. Bazı kadınlarda dış dudaklar iç dudaklardan daha büyük yapıda olup "dışarı taşabilirler". Klitorisin yapısı Klitoris hemen mons pubis altında yer alan bir yapıdır. Bu yapı üstte ve yanlarda iç dudaklarla çevrilidir ve hemen alt kısmında idrar deliği, idrar deliğinin altında ise vajina girişi bulunur.Klitoris dıştan görünen bir baş (glans), ve vulvanın içine tümüyle gömülü şekilde yanlara doğru uzanan iki kolu olan gövde kısmından oluşur. İç dudaklar parmaklarla hafifçe geriye ittirildiğinde klitorisin dıştan görünen kısmı daha bariz hale gelir. ;;Gövde kısmı dışarıdan görülmediğinden çoğu kişi klitorisi yalnızca düğme şeklinde basit bir yapı sanır. Ancak klitoris glans ve yanlara uzanan kollarıyla adeta bir "ters V" şeklinde bir yapıdır. Klitorisin gövdesinde yer alan kollar içerisinde aynen penisteki gibi cinsel uyarılma esnasında içleri kanla dolarak sertleşen süngerimsi yapılar vardır.

Klitoris embriyolojik olarak penisle aynı kökene sahiptir ve bu anlamda penisin kadındaki tam karşılığı olarak kabul edilebilir. Lakin klitorisin peniste olduğu gibi ejakulasyon ("boşalma") ve idrar yapma ile ilgisi yoktur.

Klitoris damar ve sinirlerden oldukça zengin bir yapıdır. Ortalama büyüklükte bir klitoriste yaklaşık 8000 sinir lifi bulunur. Bu lif yoğunluğu peniste bulunanın yaklaşık iki katıdır ve vücudun başka hiçbir bölgesinde bu kadar yoğun sinir lifi yoktur.

Klitoris büyüklüğü kadından kadına çok önemli değişiklikler gösterebilir. Baş ve gövde toplam uzunluğu ortalama 3 santimetre olmakla beraber 7 santimetreye kadar varan uzunlukta olabilir. Klitorisin baş kısmının büyüklüğü de oldukça değişkendir ve 3-8 milimetre arasında olabilir. Klitoris büyüklüğü ile orgazmın nitelikleri arasında herhangi bir ilişki saptanabilmiş değildir. ;;
Klitorisin büyüklüğü kan testosteron ("erkeklik hormonu") seviyeleriyle ilişkilidir. Östrojen seviyesiyle klitoris büyüklüğü arasında bir ilgi olmaması nedeniyle menopoz sonrası kan östrojen seviyeleri düştüğünde genital bölgenin diğer kısımlarında atrofi (gerileme) olurken bu yapının büyüklüğü değişmez. Gebelik döneminde klitoris mekanik ve damarsal değişikliklere bağlı olarak kalıcı bir büyüme gösterebilir.

Klitoris uyarıldığında hem baş hem de gövde içi kan dolarak sertleşen bir yapıdır. Bu, erkekteki ereksiyonun (sertleşmenin) tam karşılığıdır. Tam uyarılmış bir klitorisin baş kısmı iki katı kadar büyüyebilir. Büyüyen baş kısmı dışarıdan daha bariz görülebilir hale gelir. ;;
Klitorisin bilinen en önemli işlevi kadının orgazm olmasını sağlamaktır. Gebe kalabilmeyle, idrar yapma işleviyle, adet kanamasıyla bilinen hiçbir ilgisi yoktur.

Klitorisin tam olarak kanıtlanmamış diğer bir işlevi de cinsel ilişkide sertleştiğinde idrar deliğini kapatmak ve bakterilerin mesaneye girişini engellemektir. Muhtemelen kolların şişerek sertleşmesi de vajina kanalının nispeten gerilmesini sağlayarak penisin girmesini kolaylaştırır.
Cinsel ilişkide klitorisin işlevleri ve orgazmdaki rolü Sigmund Freud "vajinal yoldan" yani cinsel ilişkiyle orgazm olamayan kadınların infantil ("çocuksu") olduklarını ima etmiştir. Yani Freud'a göre yetişkin kadın "vajinal orgazm" olamıyorsa, bunun nedeni o kadının çocukluğun belli bir gelişim döneminde "takılmış" olmasıdır. Bu teori günümüzde ve özellikle de Masters ve Johnson'un 60'lı yıllarda cinsellik alanındaki kapsamlı çalışmalarında ortaya çıkan bilgilerle geçerliliğini yitirmiştir.


Kadında orgazm çok uzun zamandan beri klasik olarak vajinal orgazm ve klitoral orgazm olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu tanımlamada klitoral orgazmdan kasıt klitoris uyarısıyla oluşan orgazm (örnek: mastürbasyon), vajinal orgazm ise direkt vajina uyarısıyla (örnek: cinsel ilişki) oluşan orgazmdır. Gerçekte, cinsel ilişkide oluşan "vajinal orgazm" kadınların büyük çoğunluğunda yine klitorisin uyarılmasıyla oluşur. Cinsel ilişkide kadında orgazm, penisin direkt klitorise ritmik olarak temas etmesi, erkeğin pubis kemiğinin klitorise ritmik olarak temas etmesi ve yine penisin hareketleriyle ritmik olarak hareket eden iç dudakların klitorisi uyarmasıyla oluşur. Hiç bir klitoris uyarısı olmadan "saf vajinal orgazm" oluşması mümkün olmakla beraber olağan değildir. Klitorisin kadında penisin tam karşılığı olduğu ve erkekte orgazm olma mekanizmasının penis başının direkt veya dolaylı yoldan uyarısı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak yukarıdaki bilgi daha anlaşılır hale gelir. Erkekte penis başı uyarısı olmadan orgazm ne kadar mümkünse, kadında da klitoris uyarısı olmadan yalnızca vajina uyarısıyla orgazm oluşması da ancak o kadar mümkündür."Vajinal orgazmın" çoğu kadın için yalızca belli ilişki pozisyonlarında gerçekleşmesi ve bazı pozisyonlarda kadının "uyarılmadığını" ifade etmesi o pozisyonda klitorisin mekanik olarak daha az uyarılmasıyla ilgilidir. Klitoris ile penis eşdeğer olmalarına karşın aralarında önemli bir fark daha bulunur:


Penis serbest bir yapı olmasına karşın klitoris etraf dokulara sıkı sıkıya tutunan hareketsiz bir yapıdır. Bu bir dezavantaj gibi görünmesine karşın, ilişkide penisin ritmik hareketlerine bağlı olarak iç dudakların pasif olarak hareket etmesi, etraf dokuya sıkıca tutunmuş olan klitorisin bu hareketlerle daha yoğun olarak uyarılmasına önemli katkılarda bulunur. Kadın sünneti Klitoris binlerce yıldır insanoğlunun ilgisini çekmiş ve bazı din, töre ve geleneklerin ve çeşitli inanışların hedefi olmuştur ve halen hedef olmaya devam etmektedir.

Buna bağlı olarak bazı ilkel ve gelişmiş toplumlarda halen klitoris "kadın sünneti" adı altında çeşitli cerrahi müdahalelere tabi tutulmaktadır. Bu müdahaleler kadının cinsel yaşamını derinden etkilemektedir. Bu cerrahi müdahalelerden en vahşi olanı klitorisin tümüyle çıkarılması ve dış dudakların birbirine dikilmesinden ibaret olanıdır. Firavun veya Peygamber Sünneti adı verilen bu müdahale sonunda kadın genital bölgesinde yalnızca adet kanaması ve idrar çıkışı için ufak bir delik kalır.Yukarıda bahsedilen "kadın sünnetinin" daha hafif şekilleri de mevcuttur ve bazı toplumlarda halen yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu müdahalelerde de klitorisin ya baş kısmı tümüyle veya kısmen kesilip atılmakta, veya baş kısmının çevresini saran "sünnet derisi" (bu yapı kadınlarda iç dudaklara karşılık gelir) kesilir.

Klitorise uygulanan cerrahi girişimler Klitoris cerrahisi hormonal nedenlere bağlı olarak büyümüş olan klitorisin (erkeklik hormonunun aşırı salgılanmasıyla seyreden bazı doğumsal hastalıklarda klitoris adeta bir erişkin penisi büyüklüğüne ulaşabilir!) kısmen kesilerek ufaltılması şeklinde uygulanan bir müdahaledir. Orgazm olamama şikayeti nedeniyle başvuran kadınlarda bazı doktorlar klitorisi dışarıdan saran derinin kısaltılması yani "klitorisin soyulması" şeklinde bir operasyon önermektedirler. Burada amaç klitorisin cinsel ilişki esnasında penisle direkt temasının sağlanmaya çalışılmasıdır. Orgazm oluşumunda klitoris üzerindeki derinin ilişki esnasında klitorisi direkt uyarmasının önemi göz önüne alındığında bu operasyonun yalnızca çok dikkatli bir değerlendirme sonrasında yapılması gerektiği anlaşılabilir. Klitoris takıları Günümüzün modası olan ve buruna, göbek deliğine ve diğer bölgelere süs amacıyla takılan takıların klitorise takılmasına gelişmiş ülkelerde rastlanabilmektedir.